LAÜ Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Poroy, “20 Kasım Çocuk Hakları Günü” dolayısıyla açıklamalar yaptı
“Çocuk hakları, evrensel insan haklarından bağımsız değerlendirilemez”
Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Akif Poroy, “20 Kasım Çocuk Hakları Günü” nedeni ile yaptığı açıklamada, çocuk haklarının tarihçesi hakkında bilgi vererek, KKTC’de çocuk haklarının Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme başta olmak üzere, çeşitli yasalar ile düzenlendiğine dikkat çekti.
1. Dünya Savaşı’nın sonlarına kadar çocukların haklarına değinen herhangi bir bildirinin yayınlanmadığını belirten Poroy, 20. yüzyılın başlarında çocukların insan haklarından başka salt küçük olmaları, yetişkinlerden farklı ihtiyaçlara sahip oldukların fark edildiğinde, onlara yönelik haklar tanınmasının gündeme geldiğini ifade etti. Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi, 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 197 ülkenin kabul ettiği ve en fazla ülke sayısı ile onaylanan insan hakları belgesi olma özelliği taşıdığını dile getiren Poroy, sözleşmeye göre; on sekiz yaşına kadar her insanın çocuk olarak nitelendiridiğini belirterek, “İnsan hakları ve anayasal temel hakların tanınmasıyla ortaya çıkan çocuk hakları, evrensel insan haklarından bağımsız değerlendirilemez” dedi.
Çocuk işçi sayısı 168 milyonun üzerinde
Çocuk hakları kapsamında, çocukların bedensel, ruhsal, ahlaksal ve düşünsel olarak iyi gelişebilme, eğitilebilme ve geleceğe hazırlanma haklarının yer aldığını açıklayan Poroy, ayrıca Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’de yaşam ve gelişme, eğitim, sağlık ve sağlık hizmeti, sosyal güvenlik, cinsel sömürüden korunma, silahlı çatışmadan korunma, çocuğun ifade özgürlüğü ve benzeri birçok hakların da sayıldığını belirtti. Çocuk hakları kapsamında sosyal politikalar geliştirilmesine yönelik çalışmaların yapıldığını, yoksulluk ve çocuk işçiliği konularının sosyal politikanın temel sorunlarından olduğuna değinen Poroy, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre; çocuk işçi sayısının 168 milyonu aştığını, ekonomik yetersizliklerin, çocukların yaşama, büyüme ve gelişmesine olumsuz etkilediği, yoksulluk içindeki çocuğun, beslenme, sağlık, eğitim vb. birçok haktan mahrum kaldığını vurguladı.
Suça sürüklenen çocuklar ile çocuk mağdurlar, pedagogların katıldığı özel mahkemelerde yargılanmalı
Poroy, KKTC’de çocuk haklarının gelişimi hakkında bilgiler vererek, KKTC’nin BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi 1996 yılında iç hukuk düzenine dahil ettiğini, bunun haricinde 2007 yılında iç hukukunun bir parçası haline getirdiği ILO Kötü Şartlardaki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Önlemler Hakkında Sözleşme, KKTC Anayasası, Çocuklar Yasası, Çocuk Suçlular Yasası, Ceza Yasası ile düzenlemeler yapıldığını dile getirdi. “Mevzuat açısından bu düzenlemeler mevcut olmasına rağmen ne yazık ki, henüz KKTC’de çocukların yetişkinlerden farklı bir biçimde yargılanmasına olanak tanıyan çocuk mahkemeleri kurulmamıştır” diyen Poroy, özellikle suça sürüklenen çocuklar ile çocuk mağdurların pedagoglar ve bu konuda ihtisas yapmış uzmanların da katılımında özel mahkemelerde yargılanmalarını ve mümkün mertebe hürriyeti bağlayıcı cezalar yerine topluma geri kazandırıcı denetimli serbestlik mekanizmalarının kullanıldığı bir yargılamaya tabi olmaları gerektiğine dikkat çekti.
Çocuk Mahkemeleri Kanunu ile çocuklar yargılanma aşamasında korunmaya çalışılıyor
Türkiye’de, çocuk hakları açısından özellikle mevzuat bakımından ilerleme kaydedildiğini, uygulamaya yansıması için daha fazla gayretin gösterilmesi gerektiğini söyleyen Poroy, Çocuk Mahkemeleri Kanunu ile çocukların kişilik ve gelişimleri dikkate alınarak yargılama aşamasında daha az zarar görmelerini ve suça sebep olan sorunları belirleyerek, çözüm getirmek amaçlı çocuk mahkemeleri kurulduğunu, birçok ilde çocuk mahkemelerinin faaliyete başladığını, açılmayan illerde de kurulması için çalışmaların devam ettiğini dile getirdi. Türkiye’de korunmaya muhtaç çocuklar için Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun faaliyet gösterdiğini belirten Poroy, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı nezdindeki Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün de koruyucu aile hizmeti ile suça karışmış ya da kendilerine karşı suç işlenmiş çocukların topluma kazandırılmasının sağlanması için yeni hizmet modelleri oluşturmak ve çocuğa yönelik her türlü istismarı engellemek için faaliyette bulunduğunu belirtti.
Poroy son olarak, “Bir ulusun geleceği “çocuk”lardır. Onların geliştirilmesine ve yetiştirilmesine ne kadar önem verilirse bir ulusun geleceği de o denli parlak olacaktır. Bu nedenle her ulusun ortak ve hassas sorunu çocukların iyi yetiştirilmesidir. Çocukların düzenli ve gerekli eğitim almaları, sağlık hizmetlerinden yararlandırılmaları, şiddetten-savaştan korunmaları, işçi olarak çalıştırılmamaları gibi kısaca oldukça göreceli bir kavramla “iyi koşullarda yaşamaları” şeklinde ifade edebileceğimiz uygun ortamın sağlanması kaçınılmaz gereklilik ve ortak bir kaygıdır” dedi.