Lefke kenti tarihi dokusuyla özgün niteliklerini koruyor

Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Mimarlık Fakültesi Grafik Tasarım Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Selen Abbasoğlu Ermiyagil ve Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cemaliye Sunalp Gürçınar, Kıbrıs Sosyal Bilimler Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen  3. Uluslararası EMI Girişimcilik ve Sosyal Bilimler Kongresi’nde “Sosyo-Kültürel Yapının Mimariye Yansıması; Lefke Örneği” başlıklı sunumlarını ele aldılar.

Akademik teşvik kriterlerini taşıyan, Kanada, İngiltere, Kırgızistan, Kazakistan, Suudi Arabistan, Romanya ve KKTC’den de akademisyenlerin katıldığı kongrede Ermiyagil ve Sunalp, Lefke’nin geleneksel konutlarını inceledikleri çalışmaları hakkında bilgiler aktardılar.

“Konut, toplumların en küçük birimi olan ailelerin, temel gereksinimlerinin, fizyolojik (fiziksel), sosyolojik (sosyal) kültürel ihtiyaçları doğrultusunda gelişmiş olan mekanlardır. Bu mekanlar ayni zamanda yapılı çevrenin en temel elemanlarıdır” diyen akademisyenler, yapılı çevrenin önemli elemanlarından olan bu mekanların kullanıcıların sosyal, kültürel ve ekonomik durumlarına bağlı olarak farklılık gösterebilmekte olduğunu ifade ettiler.

Ermiyagil ve Sunalp, günümüzde konut kullanıcılarının ihtiyaçlarına, sosyo kültürel alışkanlıklarına bağlı olarak, gerek planlama, gerekse biçimsel yönde geleneksel konutlarda da değişimin etkisinin gözlemlendiğini ve geleneksel konutlara bilinçli veya bilinçsiz olarak müdahale edilirken yapıların orjinalliğini yitirmeye başladığının görüldüğünü belirttiler.

“Dünyada yaşanan bu sorunlar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunan geleneksel konutların bulunduğu bölgelerde de görülmektedir. Farklı kültürleri geleneksel dokusunda yaşatan ve birçok geleneksel konuttan oluşan tarihi dokusuyla özgün niteliklerini günümüzde koruyan yerleşim yerlerinden biri ise Lefke kentidir. Bölgede konumlanan İngiliz dönemi konutları, Osmanlı konakları, bölgenin geleneksel kimlik dokusunu oluşturmaktadır” diyen akademisyenler bu bağlamda da Lefke geleneksel konutları çalışma alanı olarak belirlenerek, bu noktadan hareketle çalışmanın amacının, geleneksel konut dokusunun geleceğe aktarılabilmesi için mevcut geleneksel konut tipolojisinin saptanması gerektiğini dile getirdiler.

Akademisyenler, çalışma kapsamında gerekli bilgilerin literatür taraması ve fiziksel analiz yapılarak elde edildiğini ve analiz sonucu elde edilen verilerin geleneksel konutlardaki değişimin mevcut dokuyla uyumlu bir şekilde devam ettirilmesine yönelik olduğunu vurguladılar.