Kronik hastaların tedavi uyumunda psikolojik destek önemli
LAÜ Akademisyeni Okumuşoğlu “Diyabet Hastaları Gibi Kronik Hastaların Tedavi Uyumunda Psikolojik Desteğin Önemini” ele aldı
Lefke Avrupa Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sultan Okumuşoğlu, “Diyabet Hastaları Gibi Kronik Hastaların Tedavi Uyumunda Psikolojik Desteğin Önemi” konusunda açıklamalarda bulundu.
Yaşam biçimi değişikliği ile başa çıkılabilen hipertansiyon, diyabet gibi kronik hastalıklarda kişinin önerilen yaşam biçimi değişikliklerine uyabilmesinin önemli olduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Okumuşoğlu, bununla birlikte, örneğin diyet tedavisi gibi önerilere uyumun, kişinin psikolojisiyle, düşünme biçimiyle ilişkili olduğuna değindi. Kimi düşünme biçimlerinin (örneğin küçük bir aksaklıkta “ya tam yaparım ya da hiç yapmam” gibi “ne yaparsam yapayım asla başaramayacağım” gibi tamamen vazgeçmeye yol açan düşünme biçimlerinin) bireylerin tedaviye ilişkin yaşam biçimi değişiklerini gerçekleştirememesinde önemli etkisi olduğunu dile getiren Okumuşoğlu, kronik hastaların tedavilerinde diyet ve benzeri yaşam biçimi değişikliklerine dair eğitimlerin yanı sıra, psikolojik destek verilmesinin gerekliliğine ve önemine dikkat çekti.
LAÜ Akademisyeni Okumuşoğlu, özellikle diyabet ve benzeri kronik hastalıklarda diyet gibi hastanın yönetebileceği konulardaki eğitimlerin, bu gibi kronik hastalıklara yönelik müdahalelerin hayati önem taşıyan psiko-sosyal bir bileşkesi olduğunu söyleyerek, Dünya Sağlık Örgütü’nün diyabeti kronik bir hastalık olarak tanımladığını ve diyabet gibi kronik hastalıklarda kişinin kendini sürekli biçimde tedavi önerilerine adayabilmesinin önemini vurguladığını dile getirdi. Okumuşoğlu, hastanın kronik hastalığa rağmen uzun ve yaşam kalitesi yüksek bir hayat sürdürülebileceğini ancak bunun tedavi uyumu, hastanın kendini tedavilerin gereklerine adayabilmesi sayesinde olabileceğini belirtti.
Okumuşoğlu, Scopus gibi önemli uluslararası indekslerde taranan bir dergide yayınlanan “Adherence to diet treatment as a correlate of diet related dysfunctional
attitudes in participants with diabetes mellitus” isimli araştırmasının bulgularında da ifade ettiği gibi, kronik hastalıklarla yaşayan bireylerin sağlık davranışları konusunda başarılı öz-düzenleme davranışları gerçekleştirebilmesinin o konuya ilişkin işlevsel olmayan tutumlarıyla, bilişleriyle diğer bir ifadeyle o konuya ilişkin düşünme biçimleri ile ilişkisinin bulunduğunu belirtti. Diyabetli hastaların yaşam biçimi değişikliği yoluyla kronik hastalığı kontrol edebilmeleri için verilen diyet tedavilerine uymaları bu kadar önemli iken glisemik kontrol konusunda, tedaviye uyum konusunda başarısız sonuçları olan hastaların, diyete ilişkin işlevsel olmayan düşüncelerinin, başarılı sonuçları olan hastalardan çok daha fazla olduğunu ifade etti. Dolayısıyla, kendilerine tedavi gereklerine ilişkin eğitim verilse dahi bu gereklere uyamayan kronik hastaların, tedavi uyumunda başarısız olduklarını ve bunun hayati önem taşıdığını vurgulayan Okumuşoğlu, bu hastalarda hem konuya ilişkin işlevsel olmayan düşüncelerin -diğer bir ifadeyle hastayı bu çok gerekli yaşam biçimi değişikliklerine uymaktan alıkoyan düşüncelerin- hem de bunun yanı sıra yeme bozukluğu psikopatolojilerinin daha fazla bulunduğunu aktardı.
Okumuşoğlu, sözü edilen ve benzeri bulguların kronik hastaların tedavi uyumunu artırmada ve geliştirmede psikososyal desteğin önemini vurgulayan bulgular olduklarını belirterek, ayrıca bu gibi bulguların kronik hastaların tedavilerinde diğer tedavilerin yanı sıra bilişlerle ilgili yani düşünme biçimleriyle ilgili çalışmalar ve müdahalelerin de gerekliliğini öne çıkardığını ifade etti.
İnsanın sadece biyolojik bir varlık olmadığını, psikolojik ve sosyal faktörlerin öneminin de göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayan Okumuşoğlu, özellikle pandeminin getirdiği olumsuzluklarla birlikte hem kronik hastalardaki tedavi uyumunun hem de yeme bozuklukları ve benzeri psikopatolojilerin olumsuz etkilenmesi konularının içinde bulunduğumuz dönemde ayrıca dikkat edilmesi gereken önemli konu başlıkları olduklarını ifade etti.